TMMOB Maden Mühendisleri Odası

TÜRKİYE 28. ULUSLARARASI MADENCİLİK KONGRESİ VE SERGİSİ 28 KASIM - 1 ARALIK TARİHLERİNDE ANTALYA'DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ.

TÜRKİYE 28. ULUSLARARASI MADENCİLİK KONGRESİ VE SERGİSİ 28 KASIM - 1 ARALIK TARİHLERİNDE ANTALYA'DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI AYHAN YÜKSEL'İN IMCET-2023 AÇILIŞ KONUŞMASI

Siyasi Partilerin Saygıdeğer Başkan ve Yöneticileri
Kongremizi Destekleyen Madencilik Sektörünü Kurum ve Kuruluşların Değerli Yöneticileri;
Otuzu aşkın ülkeden, yüzlerce ve binlerce km uzaklıktan gelerek kongremize destek veren maden endüstrisi temsilcileri, sunacakları bilimsel çalışmalar ile maden mühendisliği bilim ve tekniğine ışık tutacak olan sektörümüzün değerli bilim insanları,
Sevgili Meslektaşlarım, Hanımefendiler, Beyefendiler ve basınımızın güzide temsilcileri;
Kültürlerin ve uygarlıkların beşiği ülkemize, buram buram tarih kokan her santimetre karesi doğal güzellikler barındıran turizmin başkenti Antalya`ya hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Hepinizi TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygıyla, sevgiyle ve dostlukla selamlıyorum.
1969 yılında çok mütevazı koşullarda başlayan kongremiz 2001 yılında uluslararası alana taşınmıştır. Türkiye 28. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi IMCET 2023’ten önceki kongrelerimize yurt içinden ve yurt dışından değerli uzmanların, bilim insanlarının, sanayicilerin ve teknoloji üreticilerinin verdiği bilimsel ve teknik destekler kongremizi ülkemizin en büyük, dünyanın ise sayılı kongreleri arasında yer almasını sağlamıştır. Elli dördüncü yılında kongremize 32 ülkeden ve ülkemizden uzmanların, bilim insanlarının, sanayicilerin ve teknoloji üreticilerinin geniş katılımı Odamız çalışmalarına ve bizlere güç vermektedir.
Bu başarı hikayesini yaratan ekibin ve geleneğin bir parçası olmanın gururunu ve onurunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Saygıdeğer Delegeler;
İnsanın yaşamını sürdürmede ihtiyaç duyduğu alet ve edevatları sağlamak için başlattığı en eski uğraş alanlarından biri olan madencilik faaliyetleri, geçmişte olduğu gibi günümüzde de bilimin ve tekniğin olanaklarıyla tüm yerkürede insanların ihtiyaçlarını karşılamak için sürdürülmektedir. Bugün, sınırları içerisinde mineral kaynağı bulunup da madencilik faaliyeti yürütmeyen herhangi bir ülke Dünya üzerinde neredeyse yoktur.
Madencilik endüstrisi klasik gelenekselleşmiş maden üretim ve zenginleştirme işlemlerini; gelişen çevre, teknoloji ve çalışma yaşamı bilincine uyumlu bir biçimde ele alması gerektiği bir süreçten geçtiğimizi düşünmekteyiz. Madencilik faaliyetleri çevre; üretim, atık; çalışma yaşamında ücret, beslenme, barınma ve iş kazaları; üretime bağlı ekonomi büyüklüğünün sahiplerine sağladığı ekonomik avantajlar; çevre, teknoloji ve çalışma koşullarında yaşanan olumsuz gelişmeler madenciliğin yapılıp yapılmaması konusunda toplumun duyarlı kesimlerini harekete geçirmektedir. Dolayısıyla madencilik endüstrisi bunlardan etkilenmekte ve zarar görmektedir. Maden rezervleri tükenebilir ve gelecek kuşakların da hakkı olan emtiadır. Sadece kara dayalı klasik gelenekselleşmiş maden üretimi anlayışı yerine; madencilik bilim ve tekniği ile planlı bir biçimde üretimlerinin sağlanmasının oluşan sorunları hafifleteceği kanısındayız.    
Gelişmiş ya da gelişmekte olan pek çok ülkede zenginlik yaratmaya devam eden madencilik endüstrisinin tarihinde olduğu gibi günümüzde de insan yaşamı, iş kazaları, çevre ve elde edilen gelirin paylaşımına ilişkin sayısız olumsuz örnek bulunmaktadır. Bunun son örneği daha birkaç gün önce meydana gelen iş kazasında iki meslektaşımızın hayatını kaybetmesidir. Kendilerini saygıyla anıyorum.
IMCET 2023 bu olumsuzlukların nedenlerini tespit edecek, çözüm önerileri geliştirecek biz maden mühendisleri, bilim insanları ve uzmanları bir araya getirmektedir. IMCET 2023 madencilik sektörünün tüm taraflarının bir araya geldiği, teknolojik ve bilimsel gelişmelerin tartışıldığı, maden mühendisleri arasında dayanışmanın geliştirildiği bir okul, bir gelenek ve bir markadır.
Saygıdeğer Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,
Günümüzde, Dünya üzerindeki 200’e yakın ülkeden 165’inde madencilik üretimi yapılmaktadır. Bunlardan 85’inde demir ve demir alaşımları, 95’inde demir dışı metaller, 87’sinde değerli metaller, 135’inde endüstriyel hammaddeler ve 118’inde ise enerji hammaddeleri üretilmektedir. 2021 yılı itibarıyla küresel madencilik üretiminin parasal karşılığı enerji hammaddeleri dâhil edildiğinde 3,6 trilyon ABD Doları, enerji hammaddeleri dâhil edilmediğinde ise 886 milyar ABD Doları düzeyindedir. Aynı yılda küresel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla büyüklüğünün yaklaşık 80 trilyon ABD Doları seviyesinde olduğu dikkate alındığında, madencilik faaliyetlerinin küresel ekonomi içerisindeki ağırlığı doğrudan yüzde 4,5 civarında olduğu açıkça görülmektedir.
Saygıdeğer Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,
Ülkemiz madenciliği hakkında da önemli bulduğum konuları sizlerle paylaşmak isterim.
Türkiye, mineral çeşitliliği bakımından dünyada zengin ülkeler arasında yer almaktadır. Bunlar arasında en fazla öne çıkan, bor madenidir. Dünya bor rezervlerinin çok büyük bir kısmı Türkiye’de bulunmaktadır. Borların dışında; perlit, doğal mika, feldspat, alçıtaşı, grafit, diatomit ve kireçtaşı rezervleri dünya ölçeğindedir. Ayrıca, önemli miktarlarda barit, krom, kurşun, antimuan, soda külü, molibden, manyezit, pomza, bentonit, kaolen, mermer ve doğal taş rezervleri bulunmaktadır. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre Türkiye’de 90’dan fazla maden çeşidinin üretimi yapılmaktadır. Türkiye’nin bor, pomza, feldspat, perlit, krom ve bentonit üretim rakamları küresel üretimin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. 
2022 yılı istatistiklerine göre ülkemizde toplam 825 milyon ton madencilik üretimi yapılmış olup, bunun %75’ini kalker, kumtaşı ya da mermer gibi inşaat sektörüne yönelik hammaddeler oluşturmaktadır. Bunlardan kalker, tek başına Türkiye madencilik üretiminin miktar olarak %60’ına karşılık gelmektedir. İnşaat hammaddelerini -çok büyük kısmı linyit üretimi olmak üzere- %11 ile enerji hammaddeleri ve %10,5 ile endüstriyel hammaddeler izlemektedir. Ülkemiz madenciliğinin GSMH payı yılladır yüzde birler seviyesinde olup yaklaşık 6 milyar ABD doları civarındadır.
Metalik madenlerin toplam madencilik üretimi içindeki payı %3,5 düzeyindedir. Türkiye madencilik üretimi büyük ölçüde inşaat sektörüne hammadde sağlamaya yönelik yapılmakta olup, bu haliyle “yükte ağır pahada hafif” maddelerin üretimine yönelmiştir. Krom dışındaki metalik madenlerin ya da değerli metallerin üretimleri ise -küresel üretimlerle karşılaştırıldığında- oldukça düşük kalmaktadır.
Türkiye’de üretimi yapılmayan değerli madenler arasında; kobalt, nobium, tantalum, tungsten, vanadyum, berilyum, bizmut, kadmiyum, galyum, germanyum, indiyum, lityum, molibden, nadir toprak konsantreleri, renyum, paladyum, platinyum, rodyum, elmas, uranyum, toryum bulunmaktadır.
Saygıdeğer Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,
Madencilik sektörü doğası ve koşulları gereği uzun vadeli politikaların ve planlamaların uygulanması gerekli bir sektördür. Bu politikaların bir ayağı olan maden mevzuatı torba yasalar ile değiştirilerek amacına hizmet edemeyecek bir hale gelmiştir.  Bu nedenlerden dolayı ülkemiz maden mevzuatı 3213 sayılı Maden Kanunu madencilik endüstrisinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir biçimde ilgili kesimlerle ele alınıp; toplumun tüm kesimlerinin mutabakatının sağlanarak çıkarılması gerekmektedir.
Başta Maden Kanunu olmak üzere tüm kanunların temeli ve dayanağı Anayasa’dır. Anayasalar da kanunlar gibi tartışılır olsa da Anayasal düzen tartışılmazdır. Anayasal düzen yaşamımızın ve mesleğimizin en temel güvencesidir. Anayasal düzene sahip çıkmak hepimizin insani ve mesleki görevidir.
Saygıdeğer Delegeler
Değerli Konuklar
Yaşadığımız yüz yıl teknolojik gelişmelerin çok hızlı yaşandığı, çevresel sorunların gündeme geldiği bir süreçtir. Yaşanan bu süreçte stratejik hammaddelerin önemi dünya ve ülkemiz ölçeğinde artmıştır. Bununla birlikte fosil yakıtların dünya ölçeğinde alternatiflerinin geliştirilmesi nedeniyle terk edilmeye başlanmış olması ülkemiz madenciliğinde yeni planlamaların yapılmasına ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
2020-2022 yılları arasında yaşanan Covid-19 pandemisi nedeniyle dünya ve ülkemizde yarattığı sosyal ve ekonomik sıkıntıların ülkemizin içinde bulunduğu krizi daha da derinleştirdiği acı bir gerçektir.
Yaşanan krizlerden çıkış aranırken biz madencilere önemli görevler düşmektedir. Çünkü biliyoruz ki yaşamın idamesi her şart altında üretim çarkının döndürülebilmesi ve değer yaratabilmekten geçmektedir.
Ülkemizin giderek derinleşen ekonomik krizinin baş aktörü dışa bağımlı enerji politikaları olduğu bir gerçektir. 1990 lı yıllardan beri ihmal edilmiş olan yerli kaynaklara dayalı enerji politikaları ve özellikle kömürlerimizin adeta yok sayılmaları bugün ortaya çıkan acı tablonun başlıca sebeplerindendir.
Salgın ve son ekonomik krizin dünya ekonomisini sürüklediği durgunluk halen aşılamamıştır. Ülkemizde de enerji hammaddelerinde yaşanan tedarik sıkıntıları enerji üretiminin ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Özellikle doğalgaz, petrol ve kömür fiyatlarındaki anormal artışlar, elektrik üretimimizin %55 ithal kaynaklara bağlı olduğu dikkate alındığında, doğrudan tüm ekonomimizi ve enflasyonu arttıran yıkıcı bir etki yaratmaktadır.
Kongremizde; bu krizlerden çıkma yolları araştırılıp tartışılırken yerli kaynaklarımızın nasıl değerlendirilebileceği tüm ayrıntıları ile ortaya konacaktır. Yine bu manada enerji dönüşüm minerallerinin (lityum, cobalt, v.b.) Türkiye’deki durumu, ARGE çalışmalarının önemi ve geliştirilmesi ve bu konularda izlenmesi gereken yol ve yöntemler kongrede tüm yönleri ile irdelenecektir.
Yaşanmakta olan ve her gün derinleşen kriz ortamında kongremizin getireceği çözüm önerilerinin dünyanın ve ülkemizin krizden çıkış yolları için son derece önemli olacağını düşünüyorum.
Saygıdeğer Delegeler,
Sözlerime son vermeden önce; Gazze ve Ukrayna başta olmak üzere bölgemizdeki savaş ve çatışmalı ortamlar yıllardır sürmektedir.  Dünyanın neresinde ve hangi nedenle yaşanırsa yaşansın masum sivillerin ölümüne neden olan katliamların sorumlularını kınıyor, lanetliyor ve her koşulda barış talebimizi yineliyoruz
Dünyanın ve onun bir parçası olan biz maden mühendislerinin özlemi, barış içerisinde yaşayabileceğimiz, evrensel hukuk normlarını ilke edinmiş, insan haklarına ve hukuka saygılı mutlu bir ülke ve dünyada yaşamaktır.
Bu özlemle TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz.
Saygıdeğer Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,
Kongremize katkı sağlayan ve sergiye katılarak yurt içi ve yurtdışında sektördeki teknolojik gelişmeleri tüm sektör bileşenleriyle paylaşan imalatçı ve hizmet sağlayıcılarının madenciliğimize olumlu katkıları dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir.
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Kongremize katılan çağrılı konuşmacılar, değerli akademisyenler ve bildiri hazırlayarak bunları katılımcılarla paylaşıp önemli bilimsel tartışma ve gelişmeleri sağlayan meslektaşlarımızın üretim sürecinin geliştirilmesine katkıları son derece değerlidir.
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Kongremizin hazırlanmasında iki yıla yakın bir süreyle çalışmaları bıkmadan özveriyle yerine getiren Yürütme Kurulu başkan ve üyelerine, TMMOB Maden Mühendisleri Odası’nın genel merkez ve şube yönetim kurulu ve diğer organları ile birlikte tüm çalışma arkadaşlarımıza ve siz değerli delegelerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Kongremizin madenciliğimize ve ülkemize ışık tutması dileğiyle hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.

Ayhan YÜKSEL
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
28 Kasım 2023, Belek/Antalya
 
Okunma Sayısı: 1091
Yayın Tarihi: 04.12.2023
Fotoğraf Galerisi