TMMOB Maden Mühendisleri Odası

TÜRKİYE 10. ULUSLARARASI MERMER VE DOĞAL TAŞ KONGRESİ VE SERGİSİ (2019) AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜRKİYE 10. ULUSLARARASI MERMER VE DOĞAL TAŞ KONGRESİ VE SERGİSİ (2019) AÇILIŞ KONUŞMASI

Saygıdeğer Delegeler, Bilim insanları ve Basın Mensupları,

Hepinizi TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygı ile selamlıyorum.

Odamız Genel Merkezi ile Eskişehir, Bursa ve Bilecik Temsilciliklerimiz tarafından düzenlenen 10. Türkiye Uluslararası Mermer ve Doğaltaş Kongresi ve Sergisi` ne hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası; mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda ülkemizdeki maden mühendislerini temsil etmektedir. Odamız üyelerinin hak ve menfaatlerini kamu yararı temelinde korumak ve geliştirmek, üyelerinin mesleki, sosyal ve kültürel gelişimlerini sağlamak, mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla görevlidir.

Maden Mühendisleri Odası; meslek alanları üzerinden ülke gerçekleri hakkında üyelerini ve halkı bilgilendirmekte, bu politikaların toplum yararına düzenlenmesi için öneriler geliştirmekte ve bunların yaşama geçirilmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmektedir.

Bu kapsamda, büyük bir emek ve özveriyle geliştirilerek uluslararası düzleme taşınan Türkiye 10. Uluslararası Mermer ve Doğaltaş Kongresi ve Sergisi ülkemizde bilimsel ve mesleki olarak düzenlenen önemli organizasyonlardan birisidir.

Kongrede düzenlenen oturumlar, sunulan bildiriler ve dile getirilen görüşler maden mühendisliği uzmanlık alanına giren konularda, başta mermer ve doğaltaş sektörü olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin görüşlerinin oluşturulmasına kaynak sağlamaktadır. Düzenlediğimiz bilimsel etkinlikler ile her yıl üretilen yeni bilgi ve teknolojiyi sektörümüze, meslektaşlarımıza ve üyelerimize ulaştırmaya çalışıyoruz.

Odamız tarafından düzenlenen kongreler, sempozyumlar ve çalıştaylar ısrarla sürdürülmeseydi, demokratik işleyiş içinde mesleki sorunların ele alınmasına, çözümlenmesine ve ortak görüş oluşturma yöntemine ilişkin bu kadar köklü bir geleneği yaratmış olamayacaktık. Odamız bilimi reddeden, bilimsel etkinliklerimizi engellemeye çalışanlara karşı bilimin ve tekniğin ışığında yürümeye ve bu geleneği sürdürmeye devam edecektir.

Saygıdeğer Konuklar,

Sevgili Meslektaşlarım,

Yaşadığımız süreç içerisinde madencilik ve doğaltaş sektörünün önemli sorunları bulunmaktadır. Madencilik sektörünün en önemli sorunu politikasızlık, istikrarsızlık ve kuralsızlıktır.

Ülkemiz ne yazık ki hala ulusal sanayimiz ile entegre olmuş bir ulusal madencilik politikasına sahip değildir.

1985 yılında yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanunu 2004 yılına kadar hiçbir değişikliğe uğramamış olmasına rağmen son 15 yılda yapılan değişiklik sayısını ne yazık ki kanunu yapanlar dahi bilmemektedir. Böylesine istikrarsız bir ortamda madenciliğin gelişimini beklemek mümkün değildir. Ne yazık ki yeni bir maden kanunu değişikliği de kapıda beklemektedir. Çünkü yapılan her değişiklik bir öncekini aramamıza neden olmuştur.

2012 yılında yayınlanan Haziran Genelgesi ile başlayan ve genelgenin iptali nedeniyle 2015 yılında ki kanun değişikliği ile ruhsat onaylarının ve her türlü işleminin belirlenmiş kuralların dışında bilinmeyen kurallara Bakanlık yetkisine verilmesi madencilik sektöründe belirsizliğe ve bu nedenle de daralmaya neden olmuştur. Böylesine belirsiz bir ortamda sektörün gelişimini beklemek hayaldir.

Ülkemiz doğaltaş ve mermer sektörünün rekabet gücü yüksektir. Ancak politikasızlık, istikrarsızlık ve belirsizlik nedeniyle sektörümüz uluslararası alanda hak ettiği değeri elde edememektedir. Bu nedenle sektörde, üretim ve kalite artışı ile inşaat ve sanayi sektörleri ile entegrasyonu amaçlayan kısa, orta ve uzun dönemli stratejik planların, bir "Doğaltaş Politikası" temelinde geliştirilerek süratle uygulamaya konulması gerekmektedir.

Sektörün gelişimi bakımından önemli bir sorun, üretim ölçeğine ilişkindir. Sektörün, ağırlıklı olarak küçük ölçekli üreticilerden oluşan yapısı, eşitsiz üretim miktarlarının eşitsiz bir rekabet içerisinde gerçekleştirilmesine neden olmaktadır. Ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan bu durum; maliyetlerin artmasına, rezerv kaybına ve çevre tahribatına yol açarken, madencilik faaliyetlerinin de kamuoyu önünde olumsuz olarak tartışılmasına neden olmaktadır.  Sektörde üretim ölçeğinin arttırılması, verimliliğin artmasını sağlayacağı gibi rezerv kaybı ve çevre tahribatı gibi olumsuz durumların da ortadan kalkmasını sağlayacaktır.

Sektördeki işletmelerin verimliliğine yönelik çalışmalar teşvik edilmelidir. Üretimde verimliliği artırmak amacıyla üretim yöntemlerinin geliştirilmesine önem verilmelidir. Özellikle, ocak işletme yöntemlerinin sürekli geliştirilmesi rekabet şansını artırmaktadır. Bu amaçla yapılacak araştırma ve geliştirme çalışmaları, devlet tarafından desteklenmelidir.

Gelişmiş teknoloji kullanımı ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi, sektöre önemli katkılar yapacak yeni fırsatlar yaratacaktır. Bu çerçevede söz konusu teknolojilere uyum sağlayacak ve bunları kullanabilecek iyi eğitilmiş işgücünün varlığı önemlidir. Madencilik faaliyetlerinin kaynak kaybına yol açmadan, çevreyle barışık, akılcı ve ekonomik kurallara göre, iş güvenliği ve işçi sağlığı esasları çerçevesinde yürütülmesi bilimsel ve teknik bilginin kullanımı ile mümkündür. Bu durum, sektörde bilim ve teknolojinin uygulayıcısı olan maden mühendisinin istihdamını gerekli kılmaktadır. Sektörde maden mühendisinin istihdamının süratle arttırılması, genel verimliliğin artışı bakımından son derece önemlidir.

Meslektaşlarımızın, üniversite öğretimi sırasında aldıkları bilimsel ve teknik bilgileri, meslek yaşamı sırasında edindikleri deneyimlerle birleştirerek verecekleri mühendislik hizmetleriyle yaşanabilecek madencilik ve madencilikten kaynaklanan sorunlar giderilebilecektir. Ancak, meslektaşlarımızın bu çalışmalarını özgürce yapabilecekleri ortamları sağlayacak olan Maden Kanunu ve Uygulama Yönetmelikleri, meslektaşlarımıza gerekli güvenceyi sağlamak bir yana YTK, UMREK ve Daimi Nezaretçilik düzenlemeleriyle mesleklerini yapamaz hale getirmiş, çalışma alanlarını oldukça kısıtlamıştır. Diplomalarımız yok sayılmış, bilim ve teknik reddedilmiş, her şey MAPEG` in sertifikalarına bağlanmıştır.

Doğaltaş sektöründeki eğitim ve öğretim konusunun yeniden ele alınması ve sektörün gereksinim ve beklentilerinin yansıtılması gerekmektedir. Bu çerçevede, üniversitelerin maden mühendisliği bölümü eğitim programlarında doğaltaş madenciliği ve işlemeciliğine yönelik derslere daha çok yer verilmeli ve ara eleman yetiştirmeye yönelik yüksekokullar devreye alınmalıdır. Ayrıca, mimarlık fakültelerinin ilgili bölümlerin eğitim programlarına mermer ve doğaltaş kullanımına yönelik dersler konulmalıdır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesi içerisinde enerjinin gölgesinde kalmış olan ülke madenciliğimizin bu sorunlarının çözümü için öncelikle Madencilik Bakanlığı kurulmalı ve ülke madenciliğini koruyacak, geliştirecek, ulusal bir sanayi politikası ile entegre, madencilik politikası oluşturulmalıdır.

Sektörün mevzuattan kaynaklı sorunlarının çözümlenebilmesi için devlet, sektör ve işçi temsilcileri, üniversiteler ile meslek odalarının katılımıyla ulusal mevzuatımız bilimin ve hukukun evrensel ilkelerine uygun olarak yeniden düzenlenmelidir.

Saygıdeğer Konuklar,

Sevgili Meslektaşlarım;

10. Türkiye Uluslararası Mermer ve Doğaltaş Kongresi ve Sergisi’nin düzenlenmesinde emeği geçen yönetim kurulu üyelerimize Eskişehir, Bursa ve Bilecik Temsilciliklerimize, yürütme kurulu başkan ve üyelerine, kongremize desteklerini esirgemeyen tüm sektör kurum ve kuruluşları ile değerli yöneticilerine teşekkür eder saygılar sunarım.

Ayhan YÜKSEL
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
13 Aralık 2019, Bursa

Okunma Sayısı: 846
Yayın Tarihi: 19.12.2019