Türkiye 2. Maden Makinaları Sempozyumu Başladı.
Ülkemizde çeşitli sektörlerde kullanılmakta olan maden makinalarının kullanıcıya tanıtılması, verimliliklerinin ve ekonomiye katkılarının araştırılması, bu alandaki teknik ve bilimsel gelişmelerin ilgili çevrelere aktarılması, araştırmacı, işletmeci, firma temsilcisi ve yöneticilerin aynı platformda buluşturularak etkin bir iletişimin sağlanması amacıyla, 04 - 06 Kasım 2009 tarihleri arasında Zonguldak‘ta düzenlenen Türkiye 2. Maden Makinaları Sempozyumu açılış konuşmalarıyla başladı.
Yaklaşık 250 delegenin katıldığı Sempozyum süresince sektördeki teknolojik gelişmelerin sergileneceği "Maden Makinaları Sergisi" de ziyaret edilebilecektir.
Oda Başkanımız Mehmet TORUN‘un Açılış Konuşması
Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Mühendislik, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan bir meslektir. Maden Mühendisleri Odası olarak öznesinde insanın olduğu bir mesleğin uygulayıcılarının örgütüyüz. Öznesi insan olan bir meslek olarak madencilik bize oldukça fazla sorumluluk yüklemektedir. Bu çerçevede bir yandan üyelerimizin haklarının elde edilmesine, taleplerinin gerçekleşmesine yönelik çabalarda bulunurken bir yandan da insana ve insanlığa karşı işlenmiş suçlara karşı çıkıyor, insana ve insanlığa olan sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz. Maden Mühendisliğinin ve madenciliğin sorunlarını toplumun sorunlarından ayırmak mümkün değildir. Bu anlamda yaşadığımız bu süreçte karşılaşılan toplumsal sorunlara da taraf olma ihtiyacını duyuyoruz.
Bir yılı aşan bir süredir ülkemiz, kapitalist küreselleşmenin kendi yarattığı küresel kriz ile karşı karşıya kalmış durumdadır. Yoksulların daha fazla yoksullaştığı, gelir dağılımının daha fazla bozulduğu bu süreçte neo-liberal politikaların ve bu politikalara bağlı kuralların değişmez olduğu varsayımının yanlışlığı ve krizden kurtulmak için sistemin taleplerine cevap vermenin de doğru olmadığı gerçeği ortaya çıkmıştır. Piyasanın inisiyatifine bırakılmış ekonomilerin sürekli kriz ürettiği, faturalarında emekçi halka, ücretliye ve çalışana kesildiği gerçeği daha net bir biçimde görülmüştür. Bir çok konuda dışa bağımlı olan Ülkemiz bu krizden oldukça fazla etkilenmiş ve etkilenmeye devam etmektedir.
Bu kriz, tüm emekçi kesimleri olduğu gibi madenciliği de teğet geçmemiştir. Üretimde düşüş, talepte daralma, istihdamda azalma, işten çıkarmalar ve ücretlerde azalma sektörde çok yoğun biçimiyle yaşanmaktadır. Odamız, yıllardır dışa bağımlı enerji politikalarının yanlışlığını, kendi kaynaklarımızın öncelikli olarak değerlendiildiği politikaların hayata geçirilmesinin önemini vurgulamaktadır. Fakat yıllardır yanlış politikalar uygulanmakta ve bedeli yine halkımıza ödettirilmektedir.
Odamız, her zaman madencilik sektörünün geliştirilmesine yönelik oluşturulacak tüm amaç ve hedefler ile uygulamaların, herşeyden önce bilimsel ve teknik temeller üzerinde geliştirilmesini, bilimsel bilgi ile desteklenmeyen söylem ya da tasarılardan uzak durulmasının gereğini vurgulamıştır. Madencilik sektöründe aramadan uç ürüne kadar her aşamada ileri teknoloji kullanımı amaçlanmasını, üretim ve kaynak performansının iyileştirilmesine ve yeni ürünlerin elde edilmesine yönelik olarak yeni gelişen teknolojilerin kullanımını savunmuştur. Bu nedenle sektörde yüksek teknoloji kullanımı ve üretilmesine yönelik araştırma-geliştirme çalışmalarına öncelik verilmesi gerektiğini ileri üretim teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanımının daha temiz ve daha etkin madencilik süreç ve ürünlerinin temini bakımından önkoşul olduğunu belirtmiştir. Ancak bugün için ülkemizde madencilik istenen düzeye gelememiş, teknoloji kullanımı olması gereken düzeyin çok altında kalmıştır. Sektörde halen fazlasıyla emek yoğun bir yapı gözlemlenmektedir. Türkiye‘den çok daha az maden potansiyeline sahip, ekonomik göstergeleri ve nüfusu düşük ülkelerde bile maden makineleri üretimi yapılabilirken ülkemizde maden makineleri üretimine yönelik bir sektör oluşmaması ve bu alanda hala dışa bağımlı olunması, madencilik sektörünün teknolojik olarak gelişiminin önündeki en önemli engellerden birini oluşturmaktadır. Madencilik potansiyeli ve ekonomik göstergeleri bizden çok daha geri olan ülkeler bile gerek yer altı gerekse yerüstünde kullandıkları makinaların büyük bölümünü kendi üretirken, ülkemizde hala büyük çoğunluğunun ithal ediliyor olması düşündürücüdür. Bu amaçlar doğrultusunda üretim yapacak sektörler teşvik edilmelidir. Uzun yıllardır TTK, TKİ ve MKE‘nin sektörün makine ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan maden makineleri fabrikaları ve atolyelerinin teknoloji ve kapasite açısından geliştirilerek ülke madenciliğine daha fazla katkı koyması sağlanmalıdır.
Türkiye‘de özellikle yeraltı madenciliğinde teknoloji kullanımı, istenilen düzeyin çok altındadır. Geçmiş yıllara kıyasla son yıllarda çalışma şartlarında gelişmeler sağlanmış olmakla birlikte, sektör çalışanlarında meslek iş kazalarına ve meslek hastalıklarına sık rastlanılmaktadır. Kullanılan araç, gereç ve yöntemlerdeki iyileştirmeler, güvenlik sistemlerinde otomasyona geçilmesi ve sinyalizasyon sisteminin yaygınlaşmasıyla kaza olasılığı ve yaşamsal risk azalacaktır. Buna karşın, çalışma sisteminin değişmesine yönelik köklü bir gelişme sağlanamamıştır. Türkiye‘de jeolojik yapıdan kaynaklanan zorluklar nedeniyle yeraltı madenciliğinde, teknolojinin kullanımında güçlükler yaşanmakta olduğunu ve düzensiz cevherleşmenin otomasyona geçişi engellediği düşünülmekle birlikte günümüzde gelişen teknolojilerle, bu zorluklara karşın ocaklar daha modernize hale getirilebilmektedir.
Maden makineleri üretimine yönelik bir sektör oluşturulması ve bu alanda dışa bağımlılığın kaldırılması önem arz etmektedir. Sektörde maden makineleri yatırımları, ilk yatırım maliyetlerinin büyük bir bölümünü teşkil etmektedir. Yerli makine kullanımı ile önemli bir döviz çıktısı engellenecek, bu alanda önemli bir istihdam yaratılabilecektir.Ayrıca maden makinelerini kullanacak ara eleman yetiştirilmesi için gerekli çalışmalar da bir an önce başlatılmalıdır.
TMMOB Maden ve Makina Mühendisleri Odası Zonguldak Şubelerinin işbirliği ile düzenlenen bu sempozyumun amacı, ülkemizde çeşitli sektörlerde kullanılmakta olan maden makinelerinin kullanıcıya tanıtılması, verimliliklerinin ve ekonomiye katkılarının araştırılması, bu alandaki teknik ve bilimsel gelişmelerin ilgili çevrelere aktarılması, araştırmacı, işletmeci, firma temsilcisi ve yöneticilerin aynı platformda buluşturularak etkin bir iletişimin sağlanmasıdır.
Birincisi Kütahya‘da düzenlenen bu sempozyumun ikincisi 160 yıllık kömür madenciliği geçmişine sahip, çeşitli maden makineleri ile teçhizatının üretilmesi ve geliştirilmesinde öncülük etmiş olan Zonguldak‘ta düzenlenmektedir. Sempozyumun ülkemize ve sektörümüze katkı koyacağına inanmaktayız. Bu düşüncelerle sempozyumu destekleyen kamu ve özel tüm madencilik kuruluşlarımıza, bildiri sunarak katkı koyanlara, bizzat katılarak bizleri onurlandıranlara ve bu sempozyumun gerçekleşmesi için emeği geçen herkese Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu adına teşekkür ediyorum.
Mehmet TORUN
Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı