Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 31. ve 35. Maddeleri ile ilgili Ortak Basın Açıklaması
Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı`nın 31. ve 35. Maddeleri ile ilgili Basın Açıklaması
Basına ve Kamuoyuna,
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu`nda kabul edilerek Meclis Genel Kurulu`na gönderilen Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı`nın 31. Maddesi ile 3213 Sayılı Maden Kanunu`na eklenmek istenen EK MADDE 14 ile kısa adı UMREK olan Ulusal Maden Kaynakları ve Rezerv Raporlama Komisyonu kurulmak istenmektedir.
15 Temmuz Darbe girişimi sonrası, ülkenin içinde bulunduğu kaotik yapıdan yararlanılarak, hiçbir bilimsel ve teknik alt yapı çalışması yapılmadan eklenmek istenen bu Kanun Maddesi, Madencilik sektöründe ve bu sektörde çalışan jeoloji ve maden mühendisleri açısından ciddi sorunlar yaratacak niteliktedir.
Yapılmak istenen değişikliğe dair görüşlerimiz şu şekildedir;
Kurumlarda var olan görevler için yeniden yetki istenmesine gerek yoktur
Ek Madde 14`de tanımlanan "Uluslararası standartlar ile bilimsel ve teknik esaslara göre yetkin kişi ve/veya yetkilendirilmiş tüzel kişiler tarafından, madenlerin aranması, araştırılması ve üretilmesi ile ilgili açık, güvenilir, uygulanabilir kaynak ve rezerv bilgilerini oluşturmak, bunlarla ilgili raporlama standartlarını belirlemek, sistem kurmak, uygulamak, geliştirmek ve yayımlamak, bu faaliyetler ile ilgili strateji ve hedefler oluşturmak" görevleri Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı ile Bakanlığa bağlı bulunan başta Maden Tetkik Arama (MTA) ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü`nün (MİGEM) görev tanımları içinde bulunmaktadır. Var olan görevler için ayrı bir Komisyon kurarak yetki istenmesine ve Kurumlar arasında yeniden bir yetki karmaşası oluşturulmasına gerek yoktur.
Özelleştirmelerin alt yapısı oluşturuluyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı bulunan Kurumlarda var olan yetkilerin yeni kurulacak UMREK gibi bir Komisyona devredilmesi planlanırken, yine Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı`nın 35. Maddesi ile özelleştirme kapsamına alınan 100`den fazla kurum içinde Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve MTA gibi madencilik sektörünün hafızası ve stratejik kurumlarının bulunması, kurulmak istenen bu yapının, Komisyonun neye hizmet edeceğinin açık bir göstergesidir.
Komisyonun bileşenleri ve bağımsızlığı güvenilir değildir
Komisyonun hedefleri arasında, uluslararası kuruluşlara üye olunması ve hazırlanacak raporların uluslararası standartlarda olması için çalışmalar yapılması ifade edilmiştir. Ancak Uluslararası kuruluşlara üye olmanın temel kriterlerinden biri, idareden bağımız olunması gerekliliğidir. Oysa yapılan düzenlemede komisyonun kimlerden oluşacağı belli olmadığı gibi, yine komisyonun çalışma ilkeleri, görevleri, üyelerin üyelik süreleri, bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlemekte ve komisyon üyelerinin de Bakanlık tarafından atanacağı belirtilmektedir. Hatta tüm dünyada bu komisyonlarda görev alanlar gönüllülük temelinde hizmet üretirken, komisyon üyelerine birde huzur hakkı ödeneceği de yeni düzenleme içinde yer almaktadır. Görev, yetki, sorumluluk, atama usul ve esasları ile ücretleri Bakanlık tarafından belirlenen bir komisyonun idareden bağımsız olduğunu iddia etmek mümkün değildir.
Meslek Odalarının görev ve yetkileri Komisyona devredilmek istenmektedir
Komisyon görevleri arasında tanımlanan "üyelerin mesleki sicillerin tutulması, kayıt, üye aidatı, mesleki uzmanlık alanına ilişkin düzenleyici ve denetleyici faaliyetler" 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu`nda açıkça tanımlanmış olup, bu yetkiler TMMOB ve bağlı Odalarına verilmiştir. Yukarıda tanımlanan ve Meslek Odalarının asli görevleri arasında yer alan bu konuların, kimlerden oluşacağı bilinmeyen ve Bakanlık tarafından atanacak bir komisyona verilmesi doğru değildir. Ayrıca Madencilik alanındaki uluslararası düzenleme ve sistematiğe bakıldığında, mühendisler ve mühendislik alanındaki düzenleyici iş ve işlemler ile belgeler, ulusal meslek örgütleri tarafından yapılmaktadır. Ulusal yasalarımız ve Uluslararası işleyiş bu şekildeyken, Odaların görevlerinin Bakanlıkta kurulacak bir Komisyona verilmesinin, TMMOB ve konunun muhatabı Maden ve Jeoloji Mühendisleri Odalarının işlevsiz hale getirilmesi dışında bir amaca da hizmet etmeyeceği açıktır.
Sonuç olarak; hiçbir altyapı çalışması olmayan, Kanun maddesi oluşturulurken, konu hakkında bilgi ve deneyime sahip Üniversite ve Meslek Odalarının görüşleri alınmadan yapılan, madencilik sektörünün içinde bulunduğu daralmaya bir sonuç üretemeyecek, yeniden sertifikalandırma süreçleri ile Maden ve Jeoloji Mühendislerinin içinde bulunduğu güvencesiz çalışma koşullarını daha da derinleştirecek ve Cumhuriyet tarihinin en önemli madencilik kurumlarının özelleştirilmesinin alt yapısını oluşturacak 31. Madde ve 35. Maddenin tasarı metninden çıkarılmasını, ülkemiz, halkımız ve üyelerimiz adına talep ediyoruz.
18.08.2016
TMMOB Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi