Ülkemizin Tek Bakır İzabe Tesisi de Fırınını Söndürdü
Karadeniz Bakır İşletmeleri’ne ait Samsun İşletmesi ile Eti Bakır AŞ’nin özelleştirilmesine ilişkin nihai pazarlık görüşmeleri 26 Şubat 2004 tarihinde tamamlanmış ve 33.000.000 ABD Doları ile en yüksek teklifi veren Ce-Ka İnşaat Makina Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile 12 Nisan 2004 tarihi itibariyle sözleşme imzalanmıştır.
Söz konusu ihaleye ilişkin olarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca cevaplanılmak üzere, pek çok soru gündeme getirilmiş, ancak her zaman olduğu gibi herhangi bir cevap alınamamıştır.
Özelleştirilmek istenen Karadeniz Bakır İşletmeleri AŞ Samsun İşletmesi, flaş fırın sistemiyle blister bakır üreten bir izabe tesisine, bu tesisten çıkan baca gazlarını değerlendirmek üzere kurulan bir sülfürik asit tesisine ve ayrıca izabe tesisinin artıklarını oluşturan curuflardaki bakırı tekrar kazanmak maksadıyla kurulmuş bir curuf flotasyon tesisine sahip bulunmaktadır.
Söz konusu tesisler, 1973 yılında üretime başlamış ve 23 Nisan 2004 tarihine kadar da üretimlerini sürdürmüştür. Ancak, geçtiğimiz günlerde bu tesislerin üretimi durdurulmuştur.
Ülkemizde tek blister bakır üreten Samsun İşletmesi, ülke ekonomisinde 30 yıla yakın yer almış ve katma değer yaratarak ülke sanayisinin gelişmesine ciddi katkılar sağlamıştır. Söz konusu işletme, yanlış siyasi tercihler sonucu yatırımsız bırakılmış, emsalleriyle rekabet edemez duruma düşürülmüştür.
Gelinen noktada, bu tesisler, üzerinde bulunduğu arsa bedelinin de altında, belirsiz değer tespit yöntemleriyle elden çıkarılmaktadır. Ayıplı bir satışın sonucunda, hakkaniyet ölçülerinden uzak, vicdanları sızlatan bu değiş-tokuşun, ülke ekonomisine ne getirip ne götüreceğinin, şüphesiz takipçisi olunacaktır.
Bakır izabe tesislerinin kuruluşuna, ülke ölçeğinde değil, bölge hatta dünya hammadde hareketleri dikkate alınarak karar verilmektedir. Tesislerin ekonomikliği yanında, stratejik önemleri vardır. Sanayileşmiş, ancak bakır madenine sahip olmayan pek çok ülkede bakır izabe ve rafineri tesisleri bulunmaktadır. Bu tesislerin elden çıkarılması, fırınların söndürülmesi, ülkemiz ekonomisi için önemli bir hata olacaktır.
Bununla beraber, Samsun izabe tesislerinin tasfiye edilmesi niyetine ilişkin ciddi belirtiler bulunmaktadır. Sözleşme yapılan firma, çalışan izabe fırınını söndürmüştür. Bu hususun teknik ya da ekonomik bir izahı bulunmamaktadır. Üretim sistemine ciddi anlamda hasar verilmiştir ve sistemin tekrar revizyona alınması ciddi ekonomik kayıplar getirecektir. Yine, firma, üretim için gerekli yeni hammadde teminine de gitmemektedir. Bu girişimler, amacın üretim yapmak olmadığını göstermektedir.
Türkiye, 30 yılı aşkındır çalışan ve stratejik önemdeki bakır izabe tesislerini kapatmıştır. Bunun sonucu olarak, ülkemizde izabe tesislerinin hammaddesi olarak üretilen bakır konsantresi, yurt dışına ham olarak ihraç edilmek zorunda kalınacak, ülkemizdeki rafineri tesisleri ise işlemek üzere döviz ödeyerek dışarıdan blister ya da katot bakır alacaklardır. Türkiye, bir taşla birkaç kez vurulmuştur.
Yine cevapsız kalacak olan sorularımızı sormayı sürdürüyoruz:
- 240.000.000 Dolar değerinde bakır rezervlerine sahip olduğu bilinen Eti Bakır A.Ş.’nin, kasasında 16.000.000 Dolar nakit ve stoklarında hemen nakde çevrilebilir 3.000.000 Dolar değerinde konsantre bakır bulunduğu halde firmaya devredildiği doğru mudur?
- Eti Bakır A.Ş. ile birlikte firmaya verilen Karadeniz Bakır İşletmesi AŞ’ne ait Samsun İşletmesinin toplam 1.080 dönüm arazisinin bulunduğu ve söz konusu arazilerin toplam değerinin en az 15.000.000 Dolar olduğu doğru mudur?
- Samsun’da mevcut tesislerin çalışması için 1.080 dönüm büyüklüğündeki araziye gerek olmadığı bilinmektedir. Bu durumda, arazilerin de firmaya verilme nedeni nedir?
- Söz konusu firmanın madencilik deneyimi nedir? Daha önce benzeri maden işletmeciliği yapmış mıdır?
- Firmanın teklif ettiği 33 Milyon Amerikan Doları ne şekilde ve hangi sürede devlete ödenecektir?
- Firmaya devredilen tesislerde üretimin sürdürülmesinin sağlanmasına yönelik maddeler sözleşmeye neden konulmamıştır?
- Yıllardan bu yana özelleştirilecekleri söylenen ve bu amaçla Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bünyesine alınan, ancak ne özelleştirilebilen ne de doğru dürüst bir yatırım yapılmayan ve bu nedenle her geçen gün giderek çökmekte olan kamu madencilik kuruluşları için idarenin görüşü nedir?
Kamuoyunun bilgisine sunarız.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
Ankara, Mayıs 2004