TMMOB Maden Mühendisleri Odası

ULUSLARARASI MADEN İŞLETMELERİNDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU AÇILIŞ KONUŞMASI

ULUSLARARASI MADEN İŞLETMELERİNDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU AÇILIŞ KONUŞMASI

Saygıdeğer Delegeler,

Değerli Konuklar,

Sevgili Meslektaşlarım,

TMMOB Maden Mühendisleri Odası 45. Dönem Yönetim Kurulu ve şahsım adına sizleri saygı, sevgi ve dostlukla selamlıyorum.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Adana Şubesi ile Çukurova Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü`nün birlikte düzenlemekte oldukları VI. Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu`na hoş geldiniz sefalar getirdiniz.

Konuşmama başlamadan önce başta Şırnak` ta meydana gelen faciada hayatını kaybeden 8 maden emekçisi olmak üzere Şiirt` te, Ermenek` te, Soma` da, Zonguldak` ta, Elbistan` da, Kemalpaşa` da, Dursunbeyli` de,, Gediz` de ve adını sayamadığım onlarca faciada yaşamını kaybeden yüzlerce, binlerce maden emekçisini ve onlarca maden mühendisi meslektaşımızı saygıyla anıyorum.

Saygıdeğer Konuklar;

Değerli Meslektaşlarım,

TMMOB Maden Mühendisleri Odası, Birliğimiz ve pek çok odamız ile birlikte 63 yıllık onurlu bir geçmişe sahiptir. Odamız, bu süre içerisinde daima bilimden, emekten ve halktan yana olmuştur. Hayatın her alanına müdahil olmuş olan odamız mesleki demokratik bir kitle örgütü olarak mevzuatımızdan gelen görev ve sorumluluklarımızla birlikte toplumsal yaşama ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda müdahil olmayı ihmal etmemiştir. Bu nedenledir ki sürekli olarak siyasi iktidarların hedefi haline gelmiş ancak tüm baskılara karşın hiçbir zaman çizgisinden taviz vermemiştir.

Saygıdeğer Konuklar;

Mesleki sorunlarımızı toplumsal sorunlardan ayrı tutmamak, mesleki gelişimimizle birlikte mesleki etik değerlere uygun ulusal madencilik politikası geliştirmek, işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının doğru çözümlere kavuşturulmasına yönelik güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi de mesleğimiz ve Odamızın temel görevleri arasındadır. Odamız uzmanlık alanlarımızla ilgili tüm konularda olduğu gibi işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda da geliştirici, iyileştirici çalışmalara katkıda bulunmayı en önemli görevlerinden biri olarak görmektedir.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği tüm dünyada önemli bir problem olarak karşımıza çıkan, bütün çalışanları ilgilendiren, çalışma yaşamının en temel unsurlarından biridir. Çalışanlar için tüm yönleriyle sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulamaması, çalışma hayatının günümüzdeki en önemli sorunlarından biri durumundadır. Sorunların yoğunluğuna ve toplumsal tepkilere bağlı olarak da çözüm önerileri üretilmesi ve yaşama geçirilmesi gerekmektedir.

Ancak yapılan tüm çalışmalara ve ihtiyaca rağmen dünyada ve ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıkları can almaya, sakat bırakmaya devam etmektedir.  Çalışan işçi sayısına göre ölüm oranı, ülkelerin gelişmişlik derecesi ile ters orantılı biçimde değişmektedir.

-ILO verilerine göre (Creating Safe and Healthy Workplaces for All, Laborstat); Dünya`da 1,2 milyarı kadın olmak üzere 3 milyar civarında işgücü bulunmaktadır.

-Dünyada her 15 saniyede bir işçi, iş kazaları veya meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmektedir.

-Her 15 saniyede 160 işçi, iş kazası geçirmektedir.

-Her gün yaklaşık 6 bin 400 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını kaybetmektedir.

-Her yıl yaklaşık olarak 350 bin kişi iş kazası, 2 milyon kişi meslek hastalıklarından dolayı hayatını kaybetmektedir.

-Her yıl 270 milyon iş kazası meydana gelmekte, 313 milyonu aşkın işçi ölümcül olmayan iş kazası geçirmekte ve 160 milyon kişi meslek hastalıklarına yakalanmaktadır.

- Ülkemizde her sabah evinden işine giden anne ve babalardan 4`ü akşam evine dönmemekte ve her yıl ortalama 1.700`ün üzerinde insanımız iş kazalarında yaşamını kaybetmektedir.

-Sektörümüzü incelediğimizde ise her yıl ortalama büyük facialar hariç 65-70 maden emekçisinin yaşamının kaybettiğini görmekteyiz. 

-Sektörümüzün ve ülkemizin Soma gibi büyük bir faciadan dahi ders çıkarmadığı ölümlerin artarak devam ettiği görülmektedir.

Türkiye madencilik sektörünün İSG performansı değerlendirildiğinde karşımıza dört önemli tespit çıkmaktadır.

1- Ölüm oranları yüksektir; öylesine yüksektir ki, Türkiye kömür madenlerinde üretilen enerji birimi başına gerçekleşen ölüm olayları bakımından dünya şampiyonu olarak öne çıkmaktadır.

2- Ölüm oranları istikrarsızdır.

3- Diğer ülkelerin aksine, Türkiye` deki madencilik sektöründe ölüm oranları düşmemektedir.

4- Bir istisna dışında, 1995‘ten bu yana gerçekleşen (10 veya daha fazla ölüm olayının yaşandığı) başlıca tüm kömür madeni kazaları özel şirketlerce veya taşeron ve rödevans yöntemi ile işletilen kömür madenlerinde meydana gelmiştir.

Bu sonuçlardan yola çıkarak belirtmek isteriz ki, işyerlerindeki kazaların nedenleri, işçilerden veya mühendislerden kaynaklanmamaktadır. Kazaların asıl nedenlerini baret, emniyet kemeri gibi alınmayan basit önlemler olarak da görmüyoruz.

Kazaların asıl nedeni tüm dünyada emekçiler aleyhine geliştirilen özelleştirme, taşeronlaştırma, kuralsızlaştırma, esnekleştirme ve denetimsizleştirme olarak adlandırdığımız küresel politikalardır. Kazaların asıl nedeni üretimin ve çalışma yaşamının emekçiler aleyhine olan düzenlemelerdir. Kazaların asıl nedeni maden mühendisinin emeğini maliyet olarak gören, üretimi maden mühendisliği bilim ve tekniğine göre yapmayan anlayıştır.  Bizler bu nedenlerle yaşadığımız "iş kazası" görünümüne dayalı ölümlere "iş cinayeti" diyoruz.

İş kazaları ve meslek hastalıkları ne "kader" ne de "fıtrattır". İş kazalarını, meslek hastalıklarını "işin gereği" olarak gören anlayış, yeni iş kazalarına değil "iş cinayetlerine" davetiye çıkarmaktadır. Bu anlayışı kabul etmediğimizi ve geçmişte olduğu gibi gelecekte de karşısında olacağımızı kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.

Saygıdeğer Konuklar;

Değerli Meslektaşlarım;

Ülkemizde yaşamdan ve emekten yana istihdam ve iş güvenliği politikalarının olmaması nedeniyle 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası` nın 2012 yılının ortasında yürürlüğe girmesinden sonra da facialar yaşanmaya devam etmektedir. "Mükemmel" bir yasa çıkardığını söyleyenler 2012-2017 yılları arasında ki 5 yıllık süre içerisinde yasayı defalarca değiştirmek zorunda kalmışlardır. Mükemmel yasaya göre çıkarılmış olan yönetmeliklerin kaç kez değiştirildiğini ise düzenlemeyi yapanlar dahi bilmemektedir.

Madencilik alanında Soma`dan ve Ermenek`ten sonra yapılan mevzuat değişiklikleri de İSG alanında yapılanlardan farklı değildir. "Ben yaptım oldu" anlayışı ile yapılan "Başbakanlık Genelgesinde" olduğu gibi bir gün mecliste ilgili komisyonda maden kanunu taslağını gördük. Taslak 4 günlük mesainin sonunda, sektörün ihtiyaçlarına çözüm üretmeyen, madenciliği mühendislik bilim ve tekniğinden uzaklaştıran, devletin denetim sorumluluğundan kaçınarak yapılan yasa nedeniyle tüm sorumluluğu YTK` lar aracılığı ile mesleki güvenceleri yok edilen maden mühendislerine bırakan, teknik hatalarla dolu bir kanun çıkarılmıştır. Bu nedenledir ki 6 ayda çıkarılacağı söylenen uygulama yönetmeliği ancak iki buçuk yılda çıkarılabilmiştir.

Eylül ayında çıkarılan yönetmelikle başta odamız tarafından gerçekleştirilen bilimsel etkinlikler olmak üzere kamuda çalışan üyelerimizi kongre ve sempozyumlara göndermeyen bilimi ve teknolojiyi reddeden bu anlayış çıkardığı "maden yönetmeliği" ile bilimi ve teknolojiyi kuşların kanadına, sorumluluğu ise maden mühendislerine yüklemiştir. Artık maden mühendisleri kanat takıp 20 şer km uçarak aynı anda 3 sahada üretim yapmak zorunda bırakılmıştır.

Maden işletmelerinde her türlü sorumluluğu alarak bilimsel ve teknik madencilik yapılmasını sağlayan maden mühendislerinin haklarını koruyan odamızın yetkilerini yürürlükten kaldırarak üyelerimizin sömürülmesine zemin yaratmıştır. Bu anlayış değiştirilmediği sürece ülkemizde madencilik sektörü gerilemeye, Soma`lar, Ermenek`ler, Siirt`ler ve Şırnak`lar yaşanmaya artarak devam devam edecektir.

Maden Yönetmeliği` nde yapılan yanlışlıklar o kadar fazla ki inanın burada saymaya ne vakit yeter ne de nefes. Yapılan yanlışlıklar nedeniyle sektör ve çalışanlar ne yapacağını bilemez haldedir. Sektör her geçen gün küçülmekte, işsizlik, geleceksizlik ve güvencesizlik artmaktadır.

Soma Faciasından sonra yaşanan ölümler son bulsun, Soma milat olsun dedik. Ama ne Soma`dan ne de Ermenek`ten önce olduğu gibi ne sesimizi duyan oldu ne de dinleyen. Yaşanan facialardan ve ölümlerden sonra yapılan düzenlemeler devletin bu konudaki itirafı niteliğindedir. Bu nedenledir ki Soma`da ve Ermenek`te olası kasttan ve bilinçli taksirden yargılanması gerekenler yetkisi ve mesleki güvencesi olmayan mühendisler değil, defalarca uyarmamıza rağmen gereğini yapmayan, bilimi ve tekniği maden ocaklarına sokmayan ve ülkemizde Santa Barbara döneminin madenciliğinin yapılmasına neden olanlardır.

Soma`dan sonra "gerekli önlemler alınmazsa faciayı bekleyen yüzlerce ocak var." dedik ve önerilerimizi sunduk ancak önerilerimiz dikkate alınmadı, feryadımıza kulak verilmedi. Bizleri dinlemeyip biz gerekeni yapacağız diyenler ne yaptı? Koskoca bir hiç.

Ne yaşandı? 28 Ekim 2014`de Ermenek faciası yaşandı.

Ne yaşandı? 17 Kasım 2016`da Şirvan Faciası yaşandı.

Ne yaşandı? 17 Ekim 2017`de Şırnak Faciası yaşandı.

Ne yazık ki yine haklı çıktık. Neden haklı çıktık? Çünkü soruna maden mühendisliği bilim ve tekniğini esas alarak yaklaşıyoruz. Neden haklı çıktık. Çünkü bilime emekten, halktan yana bakıyoruz. Haklı çıktığımıza sevindik mi? Asla!..

Saygıdeğer Konuklar,

Değerli Misafirler;

Artık sözün bittiği yerdeyiz. Facialar yaşanmaya devam ettiği sürece, halka, doğaya ve bilime aykırı madencilik yapılmaya devam edildiği sürece bu gemide hep birlikte batacağız.

Facialardan önce de sonra da söylediğimiz gibi Soma ve benzeri faciaların milat olması için sektörümüzün gelişimi için geliştirdiğimiz önerileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

-Kamu yararını önceliğine alan ulusal madencilik politikası oluşturulmalı ve yaşama geçirilmelidir.

-Riskli ve tehlikeli bir sektör olan madencilik bilgi birikimi ve deneyim gerektirmesi nedeniyle sektörde özelleştirmelere son verilmelidir.

-Sektörde ekonomik nedenlerle yapılan taşeronluk yasaklanmalıdır.

-Maden Kanunu ve İSG mevzuatındaki değişiklik çalışmaları demokratik katılımcı bir anlayış ile üniversitelerin, sendikaların, meslek odalarının, sektörün ve bürokrasinin katılımı ile gerçekleştirilmelidir.

-Sektörün önünü tıkayan ve mahkeme kararı ile yürürlüğü durdurulan ancak uygulamasına devam edilen Başbakanlık Genelgesi`nin iptalinden sonra kanunla getirilen Bakan Onayı derhal kaldırılarak Maden Hukuku yaşama geçirilmelidir.

-Madencilik Bakanlığı kurulmalı ve taşra teşkilatı oluşturulmalıdır.

- Meslek odalarının, sendikaların, üniversitelerin, sektörün ve devletin ortak olarak temsil edildiği, bilimin ve insan yaşamının olmazsa olmazı olduğu çalışmaların yapılacağı "Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurumu" kurulmalıdır. Bu kurum tarafından yapılacak çalışmalar her türlü siyasi baskıdan arındırılarak bilimin ve tekniğin ışığında yürütülmelidir.

Saygıdeğer Konuklar;

Değerli Meslektaşlarım;

Odamız tarafından düzenlenen bilimsel kongreler, sempozyumlar ve çalıştaylar ısrarla sürdürülmeseydi, demokratik işleyiş içinde mesleki sorunların ele alınmasına, çözümlenmesine ve ortak görüş oluşturma yöntemine ilişkin bu kadar köklü bir geleneği yaratmış olamayacaktık. Odamız bilimi reddeden, bilimsel etkinliklerimizi engellemeye çalışanlara karşı bilimin ve tekniğin ışığında yürümeye ve bu geleneği sürdürmeye devam edecektir.

Uluslararası bir düzleme taşınmış olan sempozyumumuz diğer etkinliklerimizde olduğu gibi her defasında kendi başarı çıtasını aşarak bugünlere gelmiştir. Bu çalışma gerçek bir ekip ruhuna ve üretim aşkına dayanmaktadır. Bu ekibin bir üyesi olmaktan onur duyduğumu bir kez daha paylaşmak isterim.

Sempozyumun, ülkemizin ve sektörümüze mevcut sorunlarının çözümüne önemli katkılar koyacağına inanıyoruz.

Bu ortak etkinliğin gerçekleşmesini sağlayan TMMOB Maden Mühendisleri Odası Adana Şubesi ile Çukurova Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü başkan ve yöneticilerine, yürütme kurulu başkan ve üyeleri ile bilim kurulu üyelerimize yürekten teşekkür ediyorum. Emeğinize, yüreğinize sağlık.

Sempozyuma sunumları ile katkı koyan bilim insanlarına ve meslektaşlarıma, bizleri destekleyen ve sempozyuma önemli katkılar sağlayan kurum ve kuruluşlar ile yöneticilerine çok teşekkür ederiz.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası adına hepinizi sevgi, saygı ve dostlukla selamlıyor, etkinliğimizin madencilik sektörüne, üyelerimize ve ülkemize önemli katkılar koyacağı inancıyla başarılar diliyorum.

Saygılarımla;

Ayhan YÜKSEL

TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı

02 Kasım 2017, Adana 

Okunma Sayısı: 783
Yayın Tarihi: 03.11.2017