UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ
UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ
"Katledilişinin 22. Yılında Uğur Mumcu`yu ve Demokrasi Şehitlerini Saygıyla Anıyoruz!"
Bugün burada 22 yıl önce evinin önünde alçakça bir saldırıyla katledilen Uğur Mumcu ve onun nezdinde faili meçhul cinayetlerde kaybettiğimiz değerlerimizi anmak için toplanmış bulunuyoruz. Cinayetlerin gerçek katilleri aradan geçen yıllara rağmen hala bulunmadı, bulunmak istenmedi.
Ocak ayı hüzünlü bir ay; Türkiye`de işlenen onlarca "aydın cinayeti"`nin bir kısmını içerisinde barındırıyor. Onlar karanlığı aydınlatan birer ışıktılar ve birer birer öldürüldüler. Geçmişten günümüze birçok aydınımız siyasi nedenlerle suikastlara kurban gitti, hapislere atıldı, linç girişimlerine, sansürlere, karalamalara maruz kaldı.
Türkiye de aydın cinayetlerinin ortak yönü, bugüne kadar hiçbirinin aydınlatılamamış olmasıdır. Her birinde örgütsel bağlar açığa çıkmasına ve bu ilişkilerin devletin üst düzeylerine ulaşmasına rağmen kendini bilmez, meczup, hassas! Bir milliyetçi bulunup suç üzerlerine yıkılmıştır. Dönemin emniyet müdürü, MUMCU cinayeti ile ilgili olarak ‘`bir tuğla çekersek o duvar yıkılır, o duvar çökerse hepimiz altında kalırız‘` demiştir/diyebilmiştir. Bu da açıkça cinayetlerin arkasında derin devlet güçlerinin olduğunun itirafıdır.
Aydınlanma ışığının kitlelere ulaşması her yerde ve her devirde sancılı olmuş bu Uğur`da çok ciddi bedellerin ödenmesine yol açmıştır. Bu ışığın getirdiği aydınlıktan korkan, bilgiden ve gerçeklerden kaçınan, tüm ilişkilerini karanlık hesaplar üzerine kuranlar, baskı ve zulüm üzerine inşa ettikleri dünyalarında karşılarına her çıkanı yok etme politikası uygulamışlardır. 70`li yılların ikinci yarısından beri bu toprakların yurtsever aydınları bu karanlığı delmek, ışığı topluma yansıtmak uğruna verdikleri mücadelede zulüm görmüşlerdir/katledilmişlerdir.
Türkiye`nin sicilinin, aydın ve gazeteci cinayetleri başta olmak üzere, faili meçhul cinayetler açısından son derece bozuk olduğu bilinmektedir. Toplumu ve haksızlığa karşı mücadele edenleri sindirmek, yalanın egemenliği karşısında gerçeklerin ortaya çıkarılması mücadelesi veren basın emekçilerinin üzerinde korku yaratmak amacıyla işlenen cinayetler bilinçli olarak karanlıkta bırakılmak istenmiştir/istenmektedir.
Zonguldak Demokrasi Platformu olarak her yıl olduğu gibi, katliamların gerçek sahiplerini ortaya çıkarmak, aydınlarımıza sıkılan kurşunların hesabını sormak için kararlılıkla yine meydanlardayız. Uğur Mumcu`dan Muammer Aksoy`a, Hrant Dink`ten Metin Göktepe`ye, Musa Anter`den Gaffar Okkan`a, Abdi İpekçi`den Necip Hablemitoğlu`na ve daha nice aydınlarımıza kadar her biri tarihimizde kara bir leke olarak duran katliamların, cinayetlerin yalnızca tetikçilerinin değil, bu cinayetlerin emrini veren perde arkasındaki karanlık güçlerin de ortaya çıkarılmasını ve sorumluların hesap vermesini talep ediyoruz. Bu talebimizin sonuna kadar arkasında olacağız. Mumcular`ın, Aksoylar`ın, Üçoklar`ın, İpekçiler`in, Dinkler`in kanlarını yerde bırakmayacağız. Bu cinayetleri faili meçhul diye unutturmayacağız. Yalnızca tetikçilerin değil, perde gerisinden bu cinayetlerin emrini veren gerçek katiller yargı karşısına geçinceye kadar her fırsatta, her ortamda bunun hesabını soracağız.
Uğur Mumcu`nun da dediği gibi; "masum insanlar öldürülürken susulamaz! Susan da bu insanlık suçuna katılmış olur. Bu masum insanlar, Yahudi de olur, Arap da, Hristiyan da… Ölenlerde ne ırk ayrımı yapılır ne din… Ölen insandır…"
Evet, onlar bu ülkenin aydınlık geleceği, demokrasi ve özgürlük için konuştular. Yoksulluk, açlık bitsin diye konuştular. Yolsuzluklar aklansın diye değil, son bulsun diye konuştular. Gencecik bedenler polis tekmesiyle, polis kurşunuyla öldürülmesin diye konuştular. İşkence, zulüm, baskılar son bulsun diye konuştular. Ortaçağ kalıntısı dinsel gericilik bizleri boğmasın diye konuştular. Doğal kaynaklarımız, yeraltı-yerüstü madenlerimiz emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine peşkeş çekilmesin diye konuştular. Bedelini hayatlarıyla ödediler…
Aynı bedeli ödemek için buradayız. Parçalanan kalemler yüreklerimize saplanmıştır bir kere. Onlar; halkımız için, bizler için canlarını feda ederek, bizleri hayatımız boyunca sürecek bir sorumluluk altına soktular. Bu sorumluluğu, seve seve yerine getirmek için buradayız. Hayattayken konuşmuş olanlara borcumuzu ödemek için buradayız. Dün buradaydık, bugün de buradayız, yarın da burada olacağız.
Zonguldak Demokrasi Platformu olarak onları saygı ve özlemle anarken karanlık güçlere karşı çağdaş, özgür, demokratik bir Türkiye`yi savunma kararlılığını bir kez daha ifade ediyoruz.
Unutmadık, unutturmayacağız...
Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz…
24 0CAK 2015
ZONGULDAK DEMOKRASİ PLATFORMU