YİNE MADEN KAZASI! BU KEZ EDİRNE - KEŞAN. ASIL SORUMLU OLANLARA BİR KEZ DAHA SESLENİYORUZ.
7 Temmuz 2010 tarihinde Edirne ili Keşan ilçesi Küçükdoğanca köyü yakınlarındaki özel sektöre ait yeraltı kömür ocağında meydana gelen iş kazasında 3 işçi yaşamını yitirmiştir. Öncelikle işçilerimizin ailelerine sabır, camiamıza başsağlığı dileriz.
Kazayla ilgili olarak yapılan tespitler aşağıda maddeler halinde verilmektedir:
-Kazanın meydana geldiği ocakta, yeraltı üretim yöntemiyle kömür çıkarılmaktadır.
-Ocakta nakliyat, yaklaşık 12 derece eğimli 1100 metre uzunluğunda desandriden (eğimli yol) vagonlarla yapılmaktadır.
-Desandride tahkimat, B-5 kesitindeki demirbağlarla yapılmaktadır.
-Ocağın genel havalandırılması, doğal havalandırma yöntemi ile sağlanmaktadır.
-Kaza anında ocakta 12 işçi bulunmaktadır.
-İşletmede tahlisiye istasyonu ve ekipmanları bulunmaktadır.
-Çalışan işçilerde gaz maskesinin bulunmadığı saptanmıştır.
-Ocakta çalışan işçiler genellikle çevre köylerden, kalifiye işçiler ise Zonguldak ve Kütahya‘dan sağlanmaktadır.
-İşçiler, sendikasız ve düşük ücretlerle çalışmaktadır.
-Kaza, 08.00-16.00 vardiyasında saat 10:00 civarında meydana gelmiştir.
-Kaza, ana nakliyat desandrisinin yaklaşık 1000. metresinde demirbağların oksijen kaynağıyla kesilmesi sırasında tutuşan ağaç tahkimatın yanması ve bu nedenle oluşan göçük sonucu 3 işçinin göçük arkasında kalmaları, yangın nedeniyle oluşan karbon monoksit (CO) gazından etkilenmeleri ve oksijensiz kalmaları sonucu meydana gelmiştir.
-Ağaç tahkimat yangınının söndürülmesi için çevre belediyelerden yardım istenmiş ve ocak ağzından indirilen itfaiye hortumlarıyla yangına müdahale edilmeye çalışılmıştır.
-Kaza sonrası kurtarma çalışmaları, şirketin ve çevredeki diğer işletmelerin kurtarma ekipleri tarafından yapılmıştır. Kurtarma çalışmalarına, eğitim vermek amacıyla bölgede bulunan Türkiye Taş Kömürü Kurumu Genel Müdürlüğü (TTK) uzmanları da katılmıştır.
Söz konusu ocakta bilirkişi incelemesi tamamlandıktan sonra kazanın nedenleri netlik kazanacaktır.
Son bir kaç yıl içerisinde sektörde iş kazaları sıkça yaşanmakta ve ciddi can kayıplarına neden olmaktadır. Ülkemiz, iş kazalarında dünyada ön sıralarda yer almaktadır. Özellikle yeraltı kömür madenciliği, işçi sayısı başına düşen kaza ve ölüm sıralamasında bütün sektörlerin başında gelmektedir. Bu nedenle, yeraltı başta olmak üzere tüm madencilik sektörü daha yakından izlenmeli, değerlendirilmeli ve kaza önleme çalışmalarına daha fazla ağırlık verilmelidir. Maden kazaları incelendiğinde olayın; teknik, sosyal, ekonomik, eğitim, planlama ve denetim sorunları gibi pek çok nedeni olduğu görülmektedir. Kazaların oluşmasına neden olan etkenlerin; ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonu ile birlikte en kısa zamanda masaya yatırılması ve çözümlenebilmesi için acil olarak bir eylem planı hazırlanması gerekmektedir. Ulusal ölçekte oluşturulacak bu yapının; kazaların önlenmesi için gerekli risk haritalarını çıkarması, gerekli planlamaları ve eğitimleri koordine etmesi, ilgili yasa ve yönetmelikleri tekrar gözden geçirerek sahanın ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden düzenlemesi ve iş güvenliği kültürünün geliştirilmesi için çalışmalar yapması gerekmektedir.
Gerekli düzenlemelerin yapılması ve yaptırımların uygulanması siyasi iktidarın görevidir. Ancak siyasi iktidar, bugünlerde TBMM‘ye sunduğu kanun teklifiyle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını dışlayarak eğitim hizmetlerini piyasaya açmayı planlamaktadır. İşyerlerine özgü sağlık ve güvenlik sorunlarıyla ilgili risk analizleri, iş sağlığı ve güvenliği sistemlerinin kurulması, periyodik denetimler ile eğitim ve belgelendirme doğrudan mühendislik disiplinlerinin görev alanına girmektedir. İş güvenliği mühendisliği, sağlık ve güvenliğe yönelik tüm önlemlerin alınması ve eğitimlerin verilmesini de içermektedir. Ne zaman kurulacağı, ne zaman kapanacağı belli olmayan, bilgi birikim düzeyi şüpheli ticari kuruluşlara iş güvenliği uzmanı yetiştirme yetkisi verilmesi, bu alanda onlarca yıldır birikim sahibi kamu kurumu niteliğindeki TMMOB ve bağlı Odalarının yok sayılması iş kazalarının daha da artmasına neden olacaktır. Mahkemelerce iptal edilen yönetmeliklerin yerine hukuku arkadan dolanıp kanun çıkararak sorunları çözmek olanaklı değildir.
Yine, ağır ve tehlikeli işlerde çalışacak tüm işçilerin işe başlamadan önce mesleki eğitim almaları kanuni bir zorunluluktur. Bu konuda Odamız, kamusal sorumluluğunu yerine getirerek iş kazalarının azaltılması için Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol yapmak suretiyle belirtilen eğitimleri birlikte verebileceğini ilgili Bakanlığa bildirmiştir. Bakanlıkla yapılan pek çok görüşmenin sonunda gönderilen protokol taslağı incelendiğinde eğitimin yapılamaması için ne gerekiyorsa yazıldığı görülmektedir. Bu tür tavırların iş kazalarının azalmasına yardımcı olmayacağı bilinmelidir. Tarafların yok sayılması, ben yaptım oldu mantığı kimsenin yararına değildir.
Bu değerlendirmeler ışığında görüş ve önerilerimiz aşağıdadır:
-Ülkemizde; yüksek risk taşıyan, kuralsız ve denetimsiz çalışan, mühendislik bilim ve tekniğinden uzak, teknik elemanın gözetim ve denetimi olmaksızın, tamamen ilkel koşullarda çalışan pek çok maden işletmesi bulunmaktadır. Bu işletmelerde her an kaza olma olasılığı mevcuttur. Bu nedenlerle; sektörün özelliği göz önüne alınarak kapsamlı bir risk haritasının ilgili Bakanlıklarca hazırlanması ve denetimlerin buna göre yapılması gerekmektedir.
-Kazaların önlenebilmesi için bilimsel ve teknik yatırımların yanı sıra, örgütlenmenin ve sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması, çalışma yaşamı ile birlikte çalışanların sosyal ve ekonomik yaşamlarının da iyileştirilmesi zorunludur.
-Kar öncelikli çalışma anlayışı bırakılmalıdır.
-Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmelidir.
-İşçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımları teşvik edilerek desteklenmelidir.
-İş güvenliği denetiminden birinci derecede sorumlu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yaşanan iş kazalarının önlenebilmesi için görevlerini tam olarak yerine getirmelidir.
-Yasal mevzuatlarda yapılacak düzenlemelerle denetim mekanizmaları güçlendirilmeli, ilgili meslek odalarının görüşleri dikkate alınmalıdır.
-2/712 Esas Nolu "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili 10, 11, 12. maddeleri geri çekilmelidir. Tüm tarafların görüşü alınarak İş Güvenliği Yasası çıkarılmalıdır.
-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan İş Kanunu ve ilgili yönetmelikleri, madencilik sektöründe etkin denetlemenin yapılabilmesi bakımından yetersizdir ve ciddi sakıncalar içermektedir. Söz konusu mevzuat, yeniden gözden geçirilerek madencilik sektörünün özellik arz eden sorunları da göz önüne alınarak yeniden düzenlenmelidir.
-Kaza sonrası organizasyon ve koordinasyonun, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde kurulacak bir birim tarafından yürütülmesi, buna ilişkin planlamaların bu birim tarafından geliştirilerek kaza sonrası yaşanan belirsizliklerin giderilmesi büyük önem arz etmektedir.
-Kazaların oluşmasına neden olan etkenlerin; ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonu ile birlikte en kısa zamanda masaya yatırılması ve çözümlenebilmesi için acil olarak bir eylem planı hazırlanmadır.
-Kömür sektörünün denetimi ayrı olarak planlanmalı ve özellikle yeraltı kömür ocaklarındaki denetimler mutlaka konusunda uzman elemanlar tarafından yapılmalıdır.
-Denetim konusunda madenciliğin yoğun olarak yapıldığı ülkelerin örnekleri incelenerek, ülkemize uygun olanlar hayata geçirilmelidir.
-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, denetim elemanı olarak yararlanacağı maden mühendisi kadrolarını artırarak denetimlerini yoğunlaştırmalıdır.
-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın madencilikten sorumlu birimi olan Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘ne, yasa ile "madencilik faaliyetlerinin iş güvenliği ve işçi sağlığı ilkelerine uygun yürütülmesini takip etme" görevi de verilmiştir. Bu kuruluş, madencilik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik olarak yeniden yapılandırılmalı, iş güvenliği ile ilgili denetim birimini oluşturmalı, personel kadrosu gerek nicelik gerekse nitelik bakımından geliştirilmelidir.
-Maden Mühendisleri Odası‘nın görevi ve yasal hakkı olan mesleki denetimin engellenerek üye denetimini yeterince yapamaması da sorunların çözümünü zorlaştırmaktadır. Bu çerçevede gereken yasal düzenlemeler zaman geçirilmeden yapılmalıdır.
-Her işletmede risk değerlendirmesi yapılmalı, değerlendirme sonucunda çalışması uygun olmayan işletmeler kapatılmalıdır.
Bilimsel veriler, iş kazalarının % 98‘inin önlenebilir kazalar olduğunu göstermektedir. Kazaların mühendislik bilim ve teknolojisinin uygulanmasıyla engellenebileceği bilinmektedir. Anayasanın 49. maddesinde "Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır." denmektedir. Bu yasa hükmünün uygulayıcısı siyasi iktidarlardır.
Dileğimiz gerekli önlemlerin alınması ve bundan sonra bu tür iş kazalarının olmamasıdır. Kazada yaşamını yitiren tüm maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyor, yakınlarına ve camiamıza başsağlığı diliyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
11 Temmuz 2010, Ankara