TMMOB Maden Mühendisleri Odası

ZONGULDAK LİMANI

ZONGULDAK LİMANI

 

Ereğli Kömür Havzası, Osmanlı Devleti‘nin Karadeniz kıyısında sahip olduğu tek taşkömürü havzasıydı. Üretilen kömürün nakli, ağız ve iskelelerden yapılan yüklemelerle denizyolundan sağlanıyordu. Taşkömürüne olan gereksinim arttıkça yükleme iskeleleri de yetersiz kaldı. Her mevsimde, daha hızlı ve yüksek kapasiteli yükleme için liman yapımı kaçınılmaz oldu. Zonguldak‘ta ilk liman 1896 yılında, Ereğli Şirketi Osmaniyesi tarafından yapıldı.

5 Mart 1912 tarihli "buyruk" gereğince Zonguldak Limanı ve daha sonra da maden bölgelerine ulaşan demiryollarını yapan Ereğli Şirketi‘nin, mal varlığı resmen kabul edildi ve bu anlaşmaya göre de, Zonguldak Liman İmtiyazı 1970 yılı sonuna kadar uzatıldı. Ereğli Şirketi‘nin, Havzanın en güçlü şirketi olmasının tek nedeni limana ve demiryolu ulaşım sistemine sahip olmasıydı.

Cumhuriyet Hükümeti, Etibank‘ın kuruluşunu tamamlarken, Ereğli Şirketi‘nin satın alınması çalışmaları başlatıldı. Hükümet ve Ereğli Şirketi arasında 28.11.1936 tarihli, "Satın Alma Mukavelesi" imzalandı. İmzalanan bu mukavele ile liman imtiyazı da dolaylı olarak Ereğli Kömürleri İşletmesi‘ne (EKİ) devredildi. EKİ; sınırları bir plan üzerinde belirlenen "Liman İmtiyaz Sahasının" bu şekilde sahibi oldu.

Bu liman, birçok kez onarılıp ilave tesisiler yapılarak 1950‘lere kadar kullanıldı. Liman ve yükleme tesisinin ihtiyacı karşılayacak durumda olmaması nedeniyle limanın ve tesislerin genişletilmesine karar verildi.

Zonguldak Limanı‘nın yapımı öncesindeki yıllarda, her işletmenin kendi lavuarı bulunuyordu. Bu lavuarların da satış politikasına uygun olarak yenilenmesi gerekiyordu. Çaydamar, Üzülmez ve Kozlu‘ya yeni lavuarın yapılması ve uygun yerin belirlenmesi için bir komisyon kuruldu. Komisyonun kurulduğu tarihlerde Zonguldak limanının yeri belirlenmiş, fakat ihalesine henüz başlanmamıştı.

Komisyon; 12 Mayıs 1947 tarihli raporunda: "üç ayrı lavuar yerine üç üniteli tek bir lavuarın liman sahası içinde yapılmasının" ekonomik ve yararlı olacağı görüşünü belirtti. Bu saha Ereğli Şirketinden satın alınan yerler arasındaydı. EKİ‘ye ait olan bu alan üzerinde Ereğli Şirketinden kalma Zonguldak Lavuarı bulunuyordu. Raporda: "önerilen yeni Zonguldak Lavuarı ve ihale aşamasındaki Zonguldak Limanının birlikte bitirilecek şekilde planlanması" önerildi.

         EKİ Amenajman Programı; yeraltı ve yerüstündeki tesislerin yenilenmesini, faaliyetlerinin düzenlenmesini ve üretim artışını amaçlıyordu. Program; 1948 tarihinde "Marshall Planı" çerçevesinde sağlanan dış parasal kaynakla uygulamaya konuldu. Programda 3 milyon ton kömürün Zonguldak Limanından denizyolu ile sevk edilmesi gerektiği belirtiliyordu. Bu plan kapsamında, yeraltı yatırımlarının yanı sıra yerüstünde Zonguldak Limanı ve seri yükleme tesisleri, Zonguldak ve Çatalağzı Lavuarları ile bu tesislerin demiryolu bağlantıları yapılacaktı. Liman ve yükleme tesislerinin yapımı Ağustos 1953‘ de bitirildi. Tesisler 1954 yılında faaliyete geçmiş olup Zonguldak Limanı modern kömür yükleme ve stok tesisine kavuşmuştu. 6 Ağustos 1957‘de yeni Zonguldak Lavuarı ve yeni Yükleme Tesisleri işletmeye açıldı.

Zonguldak deresinin ıslahından ve demiryolu bağlantılarının da kurulmasından sonra, kesintisiz şehir trafiğini ve kesintisiz kömür naklini sağlamak üzere şehrin iki yakasını birbirine bağlayan, İnönü (Fevkani) Köprüsü‘nün yapılmasıyla yatırımlar tamamlandı. Bu yatırımlar sürerken Türkiye‘nin ihtiyacı olan kömür sadece Zonguldak Taşkömürü Havzasından karşılandı.

Lavuarların, demiryolu, denizyolu ve karayolu ulaştırma sistemlerinin tamamlanmasından sonra da Türkiye‘nin giderek artan taşkömürü ihtiyacının önemli bir bölümü yine Zonguldak Kömür Havzasından karşılandı. Şehrin gelişimi açısından lavuar ve yükleme tesislerinin ortasından (tesisleri ikiye bölerek) İstanbul yolunun geçmesi kaçınılmaz oldu. Direk Rıhtımı, kullanılmadığı gerekçesi ile 21.11.1996 tarihinden itibaren "Gümrük Sahası" ve TIR‘lar için otopark olarak tahsis edildi ve "Ro-Ro Taşımacılığı" seferleri başlatıldı.

Kargo Rıhtımı, 199,6 m. uzatılarak Ereğli ile Zonguldak limanları arasında, yükleme boşaltma yapılmadan tren ferisi ile taşımacılık yapılması sağlandı. 16.08.2004 tarihinde Erdemir-TTK-TCDD arasında yapılan protokol gereği, Zonguldak Limanına uzanan 1100 m‘lik demiryolu hattı yenilendi. Tren ferisi, 18.11.2004 tarihinde sefere başladı. Proje ile Erdemir‘in ulusal demiryolu şebekesine (Zonguldak trafiğini keserek) bağlanması sağlandı. 2006‘da Türkiye Taşkömürü Kurumu tarafından kömür yıkama maliyetini düşürmek bahanesiyle Üzülmez ve Kozlu‘ya iki ayrı lavuar, özel sektör tarafından yapıldı. Hizmet alımı (taşeronlaştırma!) yolu ile tüvenan kömürün yıkatılmasına, daha sonra da Zonguldak Lavuarının yıkımına başlandı.

Bu kadar yatırıma karşın, yukarıda anlatılan tarihi gerçekleri bilmezden gelen TTK Genel Müdürü; Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada "TTK‘nın Limanı satarak asli işine dönmesi gerektiğini" belirtmiştir.

Geldiğimiz noktada Kurum zaten asli işlerini terk etmiş durumdadır. Kurum asli işleri olan ve yaparak uzmanlaştığı hazırlık ve kömür yıkama faaliyetlerini özel firmalara devretmişken; yakın bir gelecekte üretim işlerinin de özel sektöre devri projeleri Kurum içinde tartışılırke,n Genel Müdürün bu yaklaşımını doğru bulmak söz konusu bile olamaz.

TTK‘nın asli işine dönmesi bahane edilerek; önce galeri hazırlık işini, sonra kömür yıkama işini taşeronlaştırma yoluyla özel sektöre devrettiler. Şimdi de üretiminin pazarlanacağı lojistik açıdan çok önem arz eden liman hizmetlerinin özelleştirilmesi planlanıyor. Bu hizmeti de özelleştirdikten sonra TTK‘nın geriye asli işi olarak ne kalıyor acaba?

Daha önce defalarca belittiğimiz gibi; TTK‘nın asli işleri hazırlıklar, üretim, zenginleştirme ve üretilen kömürün pazarlanmasını sağlamaktır. Son yıllara kadar pazar sorunu olmayan TTK‘nın en büyük sorunu ithal kömürdür. Limanını elinden çıkaracak olan TTK, rekabet üstünlüğünü kaybedecek, liman, tamamıyla ithal kömür limanı olacaktır. Sormak gerekir? 10 milyon ton/yıl üretim hedefleyen Kurumun liman ihtiyacı yok mudur?

Sorunun yanıtı, limanını elden çıkarmaya çalışan Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü‘nün (2003-2009) faaliyet raporunda verilmektedir. Raporda: 5 milyon ton/yıl rodövanslı sahalardan olmak üzere toplam 10 milyon ton/yıl satılabilir taşkömürü üretimi hedefleniyor. Dahası; "Ülkenin koklaşabilir taşkömürü ihtiyacının önemli bir kısmının karşılanacağı, Limanın Kurumca ve Kuruma ait rodövanslı sahalardan üretilen kömürlerin yurt içinde faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarına ulaştırılmasında büyük önem arz etmekte" olduğu belirtiliyor.

Buna rağmen; TTK Genel Müdürünün Zonguldak yerel basınına ve AA‘ya yansıyan açıklamaları kendi raporlarıyla çelişmektedir ve TTK‘nın tasfiyesi anlamına gelmektedir. Ayrıca, kendilerinin faaliyet raporlarında belirttikleri hedeflerine de ters düşmektedir.

Aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak bu girişimi kabul etmemiz mümkün değildir. Sonuç olarak bu düşünceden vazgeçilmesini istiyoruz.

 

Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.

 

02 ŞUBAT 2010

 

TMMOB MADEN MÜH. ODASI ZONG. ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

 

TMMOB MAKİNA MÜH. ODASI ZONG. ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

 

KESK ESM ZONGULDAK ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

 

ZONGULDAK MADEN MÜHENDİSLERİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 3417
Yayın Tarihi: 02.02.2010