8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

"2006 yılında Azdavay`da kömür ocağındaki patlamada yeraltında hayatını kaybeden ilk ve tek kadın maden mühendisimiz HURİYE GÜNEY`i ve onun nezdinde yitirdiğimiz tüm emekçi kadınları saygıyla anıyoruz "

8 Mart 1857 tarihinde ABD`nin New York kentinde, emekçilerin hayatları pahasına yaptıkları eşitlik ve yaşam şartlarını düzeltme eylemlerine, polisin saldırısı nedeniyle çoğu kadın 129 kişi can verir. Bu eylem dünya tarihinde öylesine yankı bulur ki 26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka`nın Kopenhag şehrinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin tarafından getirilen bir önerge ile ölen kadın işçiler anısına 8 Mart`ın her yıl emekçi kadınlar günü olarak anılmasına karar verilir.

Türkiye`de ise ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlanmıştır. 16 Aralık 1977 tarihinde ise Birleşmiş Milletler genel kurulunda "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasına karar verilir.

Her geçen gün kadınların emekleri ve cinsiyetleri üzerinden geliştirilen sömürü düzeni göz ardı edilerek 8 Mart ve benzeri mücadele günleri anlamsız kılınmaya çalışılmaktadır. Bir zamanlar 1 Mayıs İşçi Bayramını Bahar Bayramı ilan edenler emekçi kelimesine tahammül edemediği için 8 Mart‘ın da içinin boşalmasına gayret ediyorlar.

8 Mart Emekçi kadınların canları pahasına yarattıkları bir mücadele günüdür ve bunu hiçbir söylem değiştiremez.
Son yıllarda 8 Martlarda cep telefonlarına ve elektronik postalara gelen mesajlarla kadınlara özel şu kadar indirim, bu kadar promosyon, gelin hediyenizi alın kampanyaları duyurulmakta. Gelinen noktada kapitalist düzen Emekçi Kadınlar Gününü de bu kadar boş bir kutlamaya dönüştürebilecek mi? 8 Mart bir çiçek, bir çikolata kıvamında zorlama kutlamalarla mı yaşanacak?
HAYIR.
Emekçi Kadınlar örgütlü mücadeleleri ile buna izin vermeyeceklerdir. Örgütlü mücadeleden ödün verilmediği sürece kazanımlar hep bir üst noktaya taşınacaktır. Ancak kadınlarla ilgili her alanda olduğu gibi örgütlenme konusunda da erkekler konuşmaktadır. Kendi adımıza kendi kararlarımızı verebileceğimiz bilinmelidir.

Kadın örgütlenmesi kadınlara bırakılmalıdır, kadınlara güvenmekten vazgeçmeyiniz.

Kapitalizmin doğasında var olan emek sömürüsü kadınlar söz konusu olduğunda daha da ağırlaşmaktadır. Doğurması, süt izni kullanması hep iş kaybı olarak görülen kadınlarımız, işten çıkarılacaklar listesinde de hep ilk sıralarda yer almaktadır. Bir yandan ailenin her türlü bakımını sağlarken emeği hiçleştirilmekte, görünmez kılınmakta, bir yandan iş hayatında erkeklerle aynı fırsatlara sahip olabilmek için kat be kat emek harcamaktadırlar. İş yerleri ise erkeklerin çalışacağı ve yaşayacağı koşullar çerçevesinde şekillendirilmektedir.

Kadınlarımız taciz, tecavüz, şiddet, cinayet haberleri ile manşetlerden inmemektedir. Acılarımız magazinleştirilerek manşet olmaktan öte, çözüm gerektirmektedir. Her türlü şiddet kadınların yaşamının kaçınılmazı haline gelmiştir ve gün geçtikçe de artmaktadır. Eğitimli ve ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadınların bu konuda şanslı olduğu sanılsa da istatistikler aynı fikirde değiller. Eğitimli ya da ekonomik özgürlüğünü kazanmış olmak kadınları bu şiddetten ve ayırımcılıktan kurtaramamaktadır.

Ekonomik, sosyal, siyasal, hukuksal eşitliğimiz için, barış için, demokrasi için, emeğimiz ve geleceğimiz için 8 Mart`larda alanlardayız.

Yaşasın Emekçi Kadınların Önlenemez Örgütlü Mücadelesi
Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması

Barış ve dayanışma yoldaşınız olsun

Nedret DURUKAN
Maden Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı

NOT:
Günümüzde 8 Mart`ın emekçi kadınlar için tatil ilan edilmesi talebi yayılmaktadır. TMMOB örgütlülüğünde bunun öncülüğünü yaparak 8 Mart`ı oda kadın çalışanlarına tatil uygulaması getiren EMO`nı kutluyoruz.